Ekolojik tarım tüm dünyada hızla gelişmektedir. Özellikle sanayileşmiş ülkelerde ekolojik ürünlere olan talep arzın çok üzerindedir. Her ülkenin kendi stratejisini belirlemesi, fırsat alanları yaratması ve eylem planları hazırlaması gerekmektedir. Ekoloji, canlı organizmaların etkileşimini ve çevreyle olan ilişkilerini inceleyen bir bilim dalıdır. Latince kökenli olan kelime dilimize Fransızca aracılığıyla girmiştir. Ekoloji, ekosistemlerin birbirine bağlanması ve adaptasyonu anlamına gelmektedir.

 Çevresel Ürün Belgelendirmesi Hangi Ürün Gruplarını Kapsar?

Çevresel ürün belgelendirmesi bir dizi ürün grubunu kapsar. En temel ürün grupları ise sürekli olarak gelişmektedir. Bunlara;

– Temizlik ürünleri (deterjanlar vb.)

– Tekstil ve giyim ürünleri (ayakkabı, giysi vb.)

– Boya ve vernik ürünleri

– Elektrikli ve elektronik ürünler (örn. bilgisayarlar)

– Zemin kaplamaları (parke, halı vb.)

– Mobilya

– Bahçe bitkileri ürünleri (suni gübreler vb.)

– Yağlama için ve gıda maddelerinde kullanılan yağlar

– Yatak takımları (örn. nevresimler, çarşaflar)

– Kağıt ürünleri (fotokopi kağıdı, tuvalet kağıdı vb.) örnek olarak verilebilir.

Ekolojik Üretimin Temel İlkeleri

– Yüksek kalite ve yeterli üretimi garanti etmek için üretim zinciri boyunca sürdürülebilir sistemlerin uygulanması

– Üretim sistemi içindeki tüm canlı sistemlerin doğal döngülerle uyum içinde çalışması

– Geçmişte geleneksel tarım sistemlerinden elde edilen bilgilerin ve korunması ve kullanılması

– Doğal üretim süreçlerinin yanı sıra modern üretim tekniklerinin uygulanması

– Toprak verimliliği ve üretim potansiyeline dayalı yoğun girdi kullanımının aksine, uygun toprak işleme, ürün rotasyonu, yeşil gübreleme, hayvancılık, kültürel, biyolojik ve mekanik yöntemlerle toprak verimliliğinin ve biyolojik faaliyetlerin uzun vadede artırılması ve sürdürülmesi

– Mevcut koşullar dikkate alınarak ve üretime uygun türlerin, çeşitlerin ve kültürlerin seçilmesi ile hayvansal ve bitkisel üretimle uyum içinde hareket edilerek hastalıkların kontrol altına alınması.

– Gübre, pestisit, hormon ve sentetik gibi katkı maddelerinin kullanımından kaçınarak çiftçilik faaliyetlerinin insan ve hayvan sağlığı ile doğal çevre üzerindeki etkisinin en aza indirilmesi

– Çiftlik hayvanlarının doğal yaşam koşullarında tutulması

– Üretim tesislerinin içinde ve çevresinde tarımsal ve doğal biyoçeşitliliğin korunması

– Üretimde yerel yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması

– Su kaynaklarının doğru kullanılması ve korunması

– Üretilen tüm ürünlerin işleme ve paketleme dahil hiçbir aşamada çevresel özelliklerinin kaybedilmemesinin sağlanması

– Tüm insanların temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için üretim tesislerinde ve çevresinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının sağlanması

– Ekolojik ve dengeli üretimin, işleme ve dağıtım zincirlerinin teşvik edilmesi

– Bağımsız ve tarafsız denetim kuruluşları aracılığıyla, üretimin ulusal ve uluslararası ekolojik üretim standartlarına uygun olarak gerçekleştirildiğinin kontrol edilmesi ve tüketicilere ekolojik ürünler için garanti sağlanması

Sürdürülebilirlik kavramı her zaman ekolojik üretimin merkezinde yer almaktadır. Üretimin sürdürülebilirliğinin iki anlamı vardır. Bir yandan doğal kaynakların uzun vadede korunması ve verimli kullanılması anlamına gelir. Diğer yandan ise sosyal, ekonomik ve ekolojik açıdan dengeli üretim sistemlerinin oluşturulması anlamına gelir.

Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM) ekolojik üretimin ilkelerini şu şekilde tanımlamaktadır:

– Yeterli miktarda besleyici, yüksek kaliteli ürünler üretmek.

– Üretimde doğal koşullara hükmetmek yerine doğal sistemlerle uyum içinde çalışılması

– Bitki ve hayvan yaşamının yenilenmesini teşvik eden tarım sistemlerinin desteklenmesi

– Bireysel üreticiler ve onların örgütleri için yeterli gelir ve güvenli çalışma koşullarının sağlanması

– Ekolojik üretim sistemlerinin bir yaşam biçimi ve daha geniş bir perspektif olarak benimsenmesi